Aslında bunun cevabı sorunun kendisinde saklı. Logo bir ihtiyaçtır ve organizasyonunuz uygun aşamaya ulaştığında olmazsa olmazınız olur.
Tüm insanlık çağlar boyu olmazsa olmaz ihtiyaçlarını bir şekilde karşılarken, gelişen teknoloji ve değişen zaman, insanların barınma ve gıda gibi tüm temel ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini ancak emek arz ederek mümkün kılmıştır.
Arz ve talep dengesini sağlayabilen organizasyonlar büyümeye, diğeri de kaderlerine mahkum olmaya devam ettiler. İşte tüm bu dengeyi yakalama zorunluluğu ulusal ve yerel bazda markalaşmayı beraberinde getirdi.
Markalaşmanınsa ilk kuralı özgün bir logoya sahip olmaktır.
Bir logo tasarlatırken sahip olduğunuz vizyon çok önemlidir.
Unutmamanız gereken ilk kural;
Siz işletmenin sahibi olabilirsiniz, elbette ki logonuz hakkında arkadaş çevreniz ve ailenizin de fikirleri çok önemlidir ama asıl önemli olan hitap ettiğiniz müşteri kitlenizin oluşturduğunuz logoya karşı fikir ve görüşleridir.
Aslında bu kural tüm tasarımlarınız için geçerlidir.
İkinci kuralımız ise;
Logonuzda ana renklerden uzak durmalısınız!
Firmanızın logosunda iki ya da en fazla üç renk kullanılması ideal olacaktır. Logonuzda kullanacağınız renkler firmanıza özgü ara renkler olursa, müşterilerinizin zihninde kalıcı bir etki bırakmakta etkili olacaktır. Unutmayın logonuz firmanızın kimliği ve olmazsa olmazıdır.